İşyeri İhtiyacı Sebebiyle Taşınmazın Tahliyesi İstemine İlişkin Yargıtay Kararları

İşyeri İhtiyacı Sebebiyle Taşınmazın Tahliyesi İstemi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/7043 E. 2015/7734 K. 01.10.2015 T.

“Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, işyeri ihtiyacı sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Davacı, halen işi bulunmayan torunu Semih’in, kahvehane olarak işletilen dava konusu kiralananı aynı şekilde kahvehane olarak işleteceğinden bahisle, kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sırasında dinlenilen tüm davacı tanıkları; İhtiyaçlının Ziraat Fakültesi mezunu olduğunu, geçici işlerde çalıştığını, KPSS sınavlarında başarılı olamadığını, askerden döndüğünü, halen boş olup sigortasının bulunmadığını, kiralananda kahvehane işletmeciliği yapmak istediğini, bu sebeple kiralanana ihtiyacı olduğunu beyan etmişlerdir. Davalı taraf, ihtiyacın samimi olmadığını savunmuş ise de savunmasını ispat açısından dosyaya herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Bu durumda toplanan delillerin mahiyetine göre halen işi olmayan davacının torununun, işyeri ihtiyacının gerçek ve samimi olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca Ziraat Fakültesi mezunu olan ihtiyaçlının mesleği ile ilgili bir iş dışında başka bir iş yapmak istemesi, ihtiyacın samimi ve gerçek olmadığı olarak değerlendirilmez. Bu durumda, mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/2358 E. 2017/2601 K. 07.03.2017 T.

“Davacı vekili, müvekkiline ait taşınmazın davalıya kiralandığını, davalının kira bedellerini ödemediğini, müvekkilinin mutfak tüpü satan bir esnaf olduğunu, doğalgaz gelmesi nedeniyle artık yaptığı iş ile geçinmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle mülkiyeti kendisine ait ekmek fabrikasını çalıştırmak istediğini, 25/03/2014 tarihli ihtarname ile işyerini müvekkili kullanacağını için kiralananın tahliye edilmesini ihtar ettiklerini, ihtara rağmen davalının kira bedelini ödemediğini ve işyerini tahliye etmediğini belirterek kiralananın tahliyesine ve 24.000 TL kira alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olup muvazaalı olarak davacıya devredildiğini ve taraflar arasında kira sözleşmesi düzenlendiğini, gerçek bir kira ilişkisi kurulmaması nedeniyle davacının taleplerinin haksız olduğunu, ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının süresinde olmadığını, ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 25/03/2014 tarihli ihtarname içeriğinde kiracıya kanunun aradığı en az otuz günlük sürenin verilmediği, bu haliyle temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının oluşmadığı, gereksinim sebebiyle tahliye istemi yönünden, TBK’nun 350. maddesinde, davanın açılması için kanun koyucunun bir aylık hak düşürücü süre öngördüğü, davanın 11/07/2014 tarihinde açıldığı, sözleşme süresinin 01/05/2014 tarihinde bittiği ve süre şartının sağlanmadığı, öte yandan davacıya ait diğer işyerleri gezilmekle akaryakıt istasyonu ve tüp bayiliği işlettiği anlaşıldığı, tahliye talebinin gerçek, samimi ve zorunlu bulunmadığı belirtilerek süresinde açılmayan ve esasa yönelik kanuni şartları da oluşmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının ihtiyaç nedeni ile tahliye davasına yönelik temyiz itirazlarına gelince,
6098 Sayılı TBK.’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu Kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Davaya dayanak kira sözleşmesi 01/05/2013 başlangıç tarihli, 1 yıl sürelidir. Davacı, 25/03/2014 tarihli ihtarname ile işyerine ihtiyacı olduğunu belirterek 01/05/2014 tarihinde sözleşmeyi yenilemeyeceğini ve tahliye etmesini davalıya bildirdiği, ihtarnamenin 03/04/2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 01/05/2014 tarihinde başlayan bir yıllık dönem içerisinde dava açılabilecektir. Dava, 01/05/2014 tarihinde yenilenen dönem içinde 11/07/2015 tarihinde süresinde açılmıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyaç nedenine dayalı tahliye davasının süresinde açılmadığı yönündeki gerekçesi yerinde değildir.
Dava konusu taşınmazın maliki ve kiraya veren davacı… Şirketidir. Dava, şirket ihtiyacına bağlı olarak açılmıştır. Davacı şirket, kiralanan ekmek fabrikasını çalıştıracağını bildirerek kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davacı ticari şirket olmakla kiralananda yapılacak işin şirketin faaliyet konuları arasında yer alması gerekir. Şirket ana sözleşmesinde yer almayan bir konuda şirketin ihtiyacının varlığından söz edilemez. Bu nedenle Mahkemece, davacının, iştigal konusu belirlenerek ihtiyacın samimi ve zorunlu olup olmadığının değerlendirilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı şirket temsilcisi …’in yaşamını devam ettirebilmesi için kiralananın tahliyesine gerek bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmesi doğru değildir.
3-Davacının kira alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, dava dilekçesinde, 24.000 TL kira alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup kira alacağının tahsili talebi ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davasına ilişkin olarak sitemizde yayınlanan diğer tüm kararlara ulaşmak için; İhtiyaç  Nedeniyle Tahliye Davası Yargıtay Kararları

Av. Eren Mehmet Efe

Paylaş